ANA SAYFA | CALDAN VIDEOLAR | Eskiden gunumuze cal | Ziyaretci Defteri | Onemli telefonlar | Sms sayfalari | Çal tarihi | Çal ilcesinin yetistirdigi unluler | Cal'dan fotograflar | Cal tarihi 2 | Uzum Hakkinda bilgiler | Bagcilik | Caldan fotograflar 2 | Sarap resimleri

CALLI HERYERDE. CAL ICIN BIRLIK OLMAKTA DAHA NE BEKLIYORUZ

Uzum Hakkinda bilgiler

kuruuzum.jpg

Uzumculuk

ÜZÜM HAKKINDA GENEL BİLGİLER:

Bağcılık için yerkürenin en elverişli iklim kuşağı üzerinde bulunan ülkemiz, asmanın gen merkezi olmasının yanı sıra son derece eski ve köklü bir bağcılık kültürüne de sahiptir. Anadolu 'da bağcılık kültürünün tarihi oldukça eskidir. Yapılan arkeolojik kazılardan Anadolu 'da bağcılık kültürünün M.Ö. 3500 yılına kadar dayandığı saptanmıştır.

Ülkemizin değişik yörelerinden arkeolojik kazılardan çıkarılan tarihi eserlerde üzümle ilgili şekil ve kabartmaların yer alması, o yörede bağcılık kültürünün yaygın olduğunu işaret eden en önemli göstergelerdir. Gerçekten ülkemizde her bölgede yapılan kazılarda bağcılıkla ilgili tarih öncesi devirlere ait önemli eserler bulunmuştur.

Arkeolojik buluntulardan Anadolu 'da Hititler zamanında asma ve şarabın büyük önem taşıdığı, M.Ö. 1800-1550 yıllarında bağcılığın çok gelişmiş olduğu dini merasimlerde ve sosyal yaşantıda üzüm ve şarabın tanrılara adak olarak sunulduğu kaydedilmektedir. Hititler bağ ve bahçe gibi varlıklarını korumak için bugünkü anlayışa uygun tarım yasalarını da uygulamışlardır.Yozgat Alişar 'da elde edilen kazılardan M.Ö. 1800-1600 yıllarına ait üzüm salkımı şeklinde şarap ve içki kabı bulunmuştur. Bütün bunlara ek olarak Çorum Alacahöyük 'de kral mezarlarından M.Ö. 2300 yıllarına ait altın şarap bardağı ile şarap testisinin bulunması. Ege  ve Marmara bölgesinde bağcılığın geliştiği yörelerde (Lapseki, Çanakkale, Bergama, Aliağa ve Dikili, Bozcaada, Çeşme, Karaburun ve Seferihisar 'da ) basılan paralar üzerinde üzüme, şarap kabına ve Amfora yer verilmiş olması bağcılığa ve şaraba verilen önemi göstermektedir.

Anadolu uygarlıklarının tarihinde bağ ve şarap halkın geçiminde ve ticarette daima önemli bir rol oynamıştır.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde şarap için dinen yasak konduğundan elde edilen üzüm kuru ve yaş olarak tüketilirdi. Bir kısmı da pekmez, bulama, pestil, lokum ve köfter şeklinde değerlendirilirdi. Ancak şarap yasak olmakla birlikte bağcılık gerilemiş değildi. Şarap dinen yasak olmakla birlikte azınlıkların yaptığı şarap gizli olarak satılırdı. Bazı Osmanlı padişahları buna ilgisiz kalmazdı ve özellikle yeniçeriler tarafından içilirdi.

Tarihte bağcılığın geliştiği Akdeniz ve Ege Denizi ülkelerinde şarapçılığında buna paralel olarak geliştiğini görüyoruz. Üzümün yetiştirilmesi ve besin olarak kullanılması çok eskilere dayanmakta, Nuh 'un  Hazar Denizi kıyılarında asma yetiştirdiği İncil 'de yer almaktadır. İsrail halkının kuru üzüme güçlendirici besin olarak değer verdiği, festivallerde sunulduğu hatta vergilerini krala kuru üzüm olarak ödedikleri yine İncil'de geçmektedir.

Londra 'da British Müzesinde bulunan ve tahminen M.Ö. 705-681 yıllarına ait bir taş kabartmada; Asur 'luların bağcılıkta çok ileri gittikleri ve asmalarını çardak şeklinde yetiştirdikleri görülmektedir. II. Babil Krallığı Hükümdarı Buhtunnasır (Nedukatnezar) tarafından karısını memnun etmek amacı ile Fırat nehri kenarına kurulan "Babilin Asma Bahçeleri" dünyanın yedi harikasından biridir. Bugün en küçük bir izine bile rastlanmayan bu bahçelerden her biri 2,5 metre yüksekliğinde ve yedi kat olarak yaptırılmıştır.

Görüldüğü gibi üzümün ve şarabın tarihi çok eskilere dayanmaktadır. Anadolu, bağcılığın hem öz vatanı hem de prehistorik devirlerinden beri ilerleyip yayılmış olduğu bir yerdir. İzmir 'de arkeolojik bulgularla ortaya çıkarılan eserler, Ege Bölgesinde bağcılığın Milattan 600-700 yıl önce yapıldığını kanıtlamaktadır.

Üzüm türlerinin bir kısmı yurdumuzda evrimlerini tamamladıktan sonra diğer ülkelere yayılmıştır.


İNSAN SAĞLIĞI ve BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

Çeşitli değerlendirme yöntemlerinin oluşu, iklim ve toprak istekleri yönünden çok seçici olmayışı, çok yıllık olması ve çoğalma yöntemlerinin kolay oluşu gibi etkenlerin etkisi ile Dünyadaki en yaygın kültür bitkilerinden biri üzümdür. Bileşimi ile ilgili verilere göre;karbonhidrat içeriği dolayısıyla(298 Cal) iyi bir enerji kaynağı, A,B1,B2,C vitaminleri, çeşitli mineral madde ve tuz içerdiğinden iyi bir besin, faydalı bir ilaçtır. Özelikle bedensel gelişme, deri ve saç beslenmelerinde iltihaplı, ateşli hastalıklar ve madensel tuz eksiklikleri, böbrek ve karaciğer hastalıklarında yararlılığı tıpça tespit edilmiştir. Bazı ülkelerde beslenme kürü olarak kullanılan rehabilitasyon merkezleri mevcuttur.

Çekirdeksiz kuru üzümün değeri şüphesiz verdiği kalori nedeniyledir. Kimyasal açıdan çekirdeksiz üzümün kalori verici oluşu bünyesinde bulunan karbonhidratlardan ileri gelmektedir.

Çekirdeksiz kuru üzüm genel olarak;

%77.4 civarında total gilisit yani karbonhidratlar.
2.82 gr. kadar protein
%1.9 civarında kül
%14 kadar rutubet,yağlar, vitaminler ve renkli maddelerden ibarettir.

Çekirdeksiz kuru üzümde renk veren maddeler, izoprenoit bileşiklerinden olan karotenoid sınıfından betakaroten maddesidir. Bu madde iki mol A vitaminine ekivalentir.

Çekirdeksiz kuru üzümde 20 ünite enternasyonal A vitamini vardır.

0.11 mg. B1 vitamini
0.73 mg. B2 vitamini
0.5 mg. Nikotilanid ve eser miktarda C vitamini bulunmakta ve G vitamini de ihtiva etmektedir.

100 gr. çekirdeksiz kuru üzümün ihtiva ettiği inorganik maddeler şöyle sıralanabilir;

            27 mg.sodyum                         3.5 mg.demir
            763 mg.potasyum                    101 mg.fosfor
            30 mg.mağnezyum                   32 mg.kükürt
            62 mg.kalsiyum                        45 mg.klor

Çekirdeksiz kuru üzümün önemi başta da belirttiğimiz gibi verdiği kalori bakımındandır. 100 gr çekirdeksiz kuru üzüm 298 kalori vermektedir.


EKONOMİK ÖNEMİ

Dünya çekirdeksiz kuru üzüm üretiminde, her ne kadar büyük ölçüde iklim şartlarına bağlı olarak azalmalar veya artışlar görülmekte ise de bu miktarlar yıllar itibari ile 665.500 ton ile 800.000 ton arasında değişiklik arz etmektedir. Yine üretilen bu miktar üzümün 450.000 ton ile 500.000 ton arasındaki miktarı çeşitli ülkelere ihraç edilmekte ortalama 255.000 tonu ise üretici ülkeler tarafından iç tüketimlerinde kullanılmaktadır. Zaman zaman oluşan arz fazlalıkları konusunda alternatif tüketim imkânları araştırılarak stokların iletilmesine çalışılmaktadır. 2000 yılı verilerine göre Türkiye 'de 761.310 dekar alanda 255.000 ton çekirdeksiz kuru üzüm üretimi gerçekleştirilmiştir. Bu üretim Ege bölgesinden ve özellikle Manisa, İzmir, Denizli illerinden sağlanmaktadır.

Dünya çekirdeksiz kuru üzüm üretiminde de Türkiye önemli bir yere sahiptir. 1999/2000 sezonunda 755.900 tonluk dünya üretimi içinde 214.000 ton ve %28 'lik payla Türkiye ABD 'den sonra 2. sırada yeralmaktadır.

Dış satım açısından da çekirdeksiz kuru üzümün önemi oldukça fazladır. Türkiye'nin tarım ürünleri dış satımı içinde önemli bir yeri vardır. Üretilen çekirdeksiz kuru üzümün büyük bir çoğunluğu dış satıma konu almaktadır. 1999/2000 sezonunda 191.126 tonluk dış satım gerçekleştirilmiştir. Buda o sezon üretimin %88 'idir.

Ülke açısından önemi büyük olan çekirdeksiz kuru üzüm, Ege Bölgesi açısından da önem arz etmektedir. Ege Bölgesinde 57.000 'i aşkın aileye istihdam olanağı sağlamaktadır. Bunun yanında üretim sonrasında; iç ve dış pazarlama sırasında değişik aşamalarda, ülke içinde çeşitli kuruluş ve kişilerin uğraşı alanına girmesi yönünden de ekonomik önemi bulunmaktadır. Bu nedenlerle 1962/63 sezonundan itibaren çekirdeksiz kuru üzüm 1963/64 ve 1964/65 yılları hariç Devlet Destekleme kapsamına alınmıştır. Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri kanunlarına göre Üzüm Tarım Satış Kooperatifleri ve Birliği destekleme organı olarak görevlendirilmiştir. Günümüzde de bu görevini zaman zaman üstlenmektedir. Ancak 1994/95 sezonundan itibaren Tariş özel bünye alımları ağırlık kazanmıştır.


ÜRETİM DURUMU ve ÜRETİLDİĞİ ÜLKELER

Dünyada bağcılık genel olarak kuzey yarım kürede 20-52, güney yarım kürede ise 20-40 enlem dereceleri arasında yayılmış bulunmaktadır. Sıcaklık, bağcılığın kuzeye doğru yayılmasını önleyen en önemli faktördür. Çekirdeksiz kuru üzüm hasatı, kuzey yarım küresi ülkelerinde Ağustos-Eylül aylarında, güney yarım küresi ülkelerinde ise Mart , Nisan aylarında yapılmaktadır.

Bu itibarla, dünyada 20-52 kuzey, 20-40 güney enlem dereceleri arasında yer alna A.B.D. , Şili ,Güney Afrika, Avustralya, Türkiye, Yunanistan, İran ve Afganistan önemli çekirdeksiz kuru üzüm üretici ülkeleridir. Çekirdeksiz kuru üzüm için muayyen ekolojik şartlar gerektiğinden bu ülkelerin üretimleri de muayyen bölgelerde yapılmaktadır.

A.B.D. ' de : Kaliforniya 'nın Valey bölgesi,

Yunanistan 'da : Polopenez, Korent mıntıkaları ve Girit Adası

Avustralya 'da : Yeni Gal ve Victoria bölgesi

İran 'da : Güney Azerbaycan,Horazan ve Şiraz

Türkiye 'de ise 2000 yılı Rekolte tahmin çalışmaları sonucunda; Ege Bölgesinde özellikle Manisa ili ve ilçeleri ile kısmen Denizli ilinin Çal ilçesinde takribi 761.310 dekarlık bağ sahasından çekirdeksiz üzüm üretimi yapıldığı belirtilmektedir.

Ege bölgesine ağırlıklı olarak sultanîye tipi çekirdeksiz kuru üzüm yetiştirilmektedir. Sultaniye tipi çekirdeksiz kuru üzüm, 18 yy. sonlarında yuvarlak çekirdeksiz kuru üzümün ıslah edilmiş çeşididir. Nefaset yönüyle sultan sofralarını süslemesi nedeniyle sultanlara layık görüldüğünden sultaniye adını almıştır.

.

Çekirdeksiz Kuru Üzümün Üretildiği Ülkeler ve Üretim Durumu ( 1000 ton )

Ülkeler 94/95 95/96 96/97 97/98 98/99 99/00
Türkiye 165 200 220 233 250 214
Avustralya 43.2 55 40 40 40 33
İran 90 92 95 95 102 120
Yunanistan 29.5 34 38.5 40 40 35
A.B.D. 321 210 210 301.5 218.3 284
G. Afrika Cum. 31.4 38 35 32 34 38
Afganistan 26 30 0 30 0 0
Şili 22 26 27 28 28 32
Toplam 728.1 685 665.5 799.5 712.3 756
.

Yıllar İtibariyle Türkiye Ç.K. Üzüm Üretim Miktarları

İş Yılı Miktar (Ton)
1994 / 1995 165,000
1995 / 1996 200,000
1996 / 1997 220,000
1997 / 1998 233,000
1998 / 1999 250,141
1999 / 2000 214,000
2000 / 2001 255,000